Yüksek kan basıncı gelişmesinde çalışma ortamı stresi, şişmanlık, dengesiz beslenme ve sedanter yaşamın etkisi büyüktür. Hipertansiyon, uygun diyet alımı ile tedavi edilebilir ve bazen de önlenebilir.
DİYETSEL RİSK FAKTÖRLERİ
Bazı çalışmalar, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, protein, doymamış yağlar ve C vitamini gibi bazı besinlerin kan basıncı seviyesinde etkili olabileceğini düşündürmektedir. Araştırmalar aynı zamanda, kan basıncı (KB) ile meyve, sebze ve süt ürünleri gibi besin grupları ile ilişki bulmuştur. Belirli besin ve besin öğeleri kan basıncını artı ve eksi yönde etkilemektedir. Bunların başlıcaları; sodyum, kalsiyum, potasyum, magnezyum, lipitler ve alkoldür.
Sodyum
Böbrekten fazla sodyum atımını etkileyen kalıtımsal veya sonradan oluşmuş bozukluklar kanda sodyum ve su birikimine neden olmaktadır. Normalde plazma hacminin artması natriüretik hormon salınımını uyararak fazla sodyumun idrarla atılmasını sağlanır. Bu hormonun salınımındaki bir bozukluk sodyum birikimine neden olur.
Diğer bir varsayımda ise hücre içi sodyumun artması sodyum kalsiyum değişimini engeller ve kas damarlarında kalsiyum birikimine neden olarak kas tonunu ve direncini artırır. Ve kan basıncı yükselir. Bazı hastalar sodyumun KB üzerindeki etkisine karşı diğerlerinden daha duyarlı görünmektedir.
Burada dikkat çekmek edilmesi gereken bir nokta tuz ve sodyum kavramının karıştırılmasıdır. Sodyum tuzun bir bileşenidir. Tuz, NaCl şeklinde gıdalarla alınır. Klorür sodyumun etkisini artırmaktadır. Sodyum diğer şekillerde alındığında (NaHCO3 gibi) kan basıncını artırıcı etkisi fazla değildir.
Hipertansif hastalarda diyet tedavisinde ilk yapılan tuz kısıtlamasıdır. Orta derecede tuz kısıtlamasının hipertansif ilaçların etkisini artırdığı bilinmektedir. Ayrıca tuz kısıtlaması anjiotensin dönüştürücü enzimlerin (ACE) ve nondihidropiridin türevi kalsiyum kanal blokerlerinin antiproteinürik etkisini güçlendirmektedir. Tuz kıtlaması ile, diüretik kullanan hastalarda oluşan potasyum kaybını azaltmak mümkün. Sodyum tüketiminin sınırlandırılması, KBH’de özellikle önemlidir, çünkü aşırı sodyum hücre dışı sıvı hacmini artırır, bu da yalnızca KB’yi arttırmakla kalmayıp aynı zamanda kilo alımını da arttırarak diyaliz sırasında çekilecek sıvı miktarını arttırır
Orta derecede tuz kısıtlaması basitçe; yemekleri pişirirken ve sofrada tuz eklememek, konserve, salamura, hazır gıdalar gibi aşırı tuzlu besinlerde kaçınmak şeklinde olabilir.
Potasyum
Diyette taze sebze ve meyvelerle alınan potasyum; arteriolar dilatasyonda, renin ve anjiotensin salınımının baskılanmasında, adrenerjik tonun azalmasında, sodyum potasyum pompasının uyarılmasında etkilidir. Hem gözlemsel hem de deneysel çalışmalar, potasyum alımının KB ile ters ilişkili olduğunu göstermiştir.
Her gün fazladan 1 porsiyon sebze ve meyve tüketerek potasyum alımının 10 mEq/gün artırılmasının felçle ilintili ölümleri %40 azalttığı bildirilmiştir. Hipertansiyonun önlenmesi ve tedavi edilmesi için günlük olarak yeterli miktarda 4.700 mg potasyumun alınması önerilmektedir. Potasyum besin kaynağında kolaylıkla bulunabileceğinden, tavsiye edilen potasyumu takviye almak yerine gıdalar yoluyla alınması önerilir.
Kalsiyum ve Süt Ürünleri
On bin bireyin incelendiği Framingham çalışmasında kalsiyum tüketimi ile hipertansiyon insidansı arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Buna göre kalsiyum tüketimin yetersizliği hipertansiyon riskini artırmaktadır. Süt ürünlerinin KB ile ilişkisini değerlendiren birçok kesitsel ve prospektif çalışmada süt ürünleri tüketiminin sistolik KB ile ilişkisi gösterilmiştir. Bu ilişki DKB ile daha azdır, sıvı süt ve az yağlı süt ürünleri ile azalmış KB arasındaki ilişki daha olasıdır.
Ancak yüksek miktarda kalsiyum verilerek hipertansiyonu önlemeye yönelik çalışmalarda elde edilen sonuçlar çelişkilidir. Son dönemde yapılan iki büyük meta-analizde aynı sonuca varılmıştır: günde 1 gr kalsiyum takviyesinde sistolik kan basıncında hafif bir azalma gözlenirken diyastolik kan basıncında bir değişme gözlenmemiştir. Ve bu etki hipertansiyondan korunma ve tedavi amaçlı kalsiyum alımının artırılmasını gerektirecek özellikle değerlendirilmemektedir. Diyet ve takviye kalsiyum ile KB ilişkisini değerlendiren bazı çalışmaların sonuçları çelişkilidir. Süt tüketimi ile KB arasındaki herhangi bir ilişki kalsiyumdan kaynaklanıyor olabilir, ancak sütte bulunan diğer besleyiciler de bunu etkileyebilir.
Magnezyum
Magnezyumun vasküler tonusta ve kontraktilitedeki rolü KB’nin azaltılmasına yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. Vasküler yumuşak kas dokusunun inhibitörüdür ve kan basıncında vazodilatör olarak yer alır. Ayrca renin-anjiotensin sentezi, intravasküler hacim, nörotransmitterlerin sentez ve salınımında rol alarak kan basıncını etkiler. Besinlerle alımnın dışında takviye olarak alınmasının antihipertansif etkisi; potasyum ve kalsiyumunun antihipertansif etkilerline göre daha az araştırılmıştır. Çalışmalarda düşük magnezyumlu diyet alanlarda hipertansiyon prevelansının fazla olduğu gösterilmiştir. Ancak yine de bu konuda yereli araştırma yoktur.
Lif (Posa)
Sindirilmeyen karbonhidratlardan lifler özellikle soluble lifler (pektin, guar gum, yulaf gibi) plazma kolesterol düzeyini ve hipertansiyon riskini azaltmaktadır. Ayrıca lifli gıdaların daha fazla potasyum ve daha az sodyum içerikleri de bu etkiyi artırmaktadır. Günde 10-15 gr ve daha az lifle beslenen kişilerde hipertansiyon gelişmesinde relatif risk, günde 25-30 gr lifle beslenenlerden 1.6 kat fazla bulunmuştur. Küçük bir grup Afrikalı ve Amerikalı erkekte yapılan bir araştırmada da bol posalı diyetle birlikte 16 haftalık aerobik egzersizin diyastolik kan basıncını 5 mmHg, sistolik kan basıncını da 7 mmHg kadar düşürdüğü saptanmıştır.
Lipitler
Çoklu doymamış yağ asitlerinden sentezlenen prostoglandinler böbrekten sodyum atımını artırarak vasküler kasların dinlenmesine neden olur. Diyetle yağın sınırlandırılması ve özellikle doymuş yağ asitlerinin azaltılarak çoklu doymamışların artırılması yüksek tansiyonlularda kan basıncında düşüş sağlamasına karşın hafif hipertansiyonlularda bir etkisi görülmemiştir.
Son yıllarda ise özellikle omega 3 yağ asitleri üzerinde durulmakta. Günde 3 gr’ın üzerinde omega 3 kan basıncını 3.5-5.5 mmHg azaltır yönünde görüşler vardır. Bazı klinik kontorollü çalışmalarda ise diyetteki çoklu ve tekli doymamış yağ asitleri ya da doymuş yağ asitlerinin kan basıncı üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı gösterilmiştir. Ancak dislipideminin koroner arter hastalığı için bağımsız bir risk faktörü olduğu göz önünde bulundurulursa diyet tedavisinin etkisi ve değeri yadsınamaz.
Alkol
Ilımlı alkol tüketiminin kardiyovasküler morbidite ve mortaliteyi azalttığı kanıtlanmış sayılabilir. Fakat orta derecenin üzerinde alkol tüketenler ise kardiyak mortalite düşüklüğünü yine korurken inme görülme olasılığı artmakta ve kalp damar hastalığı; alkol kullanmayanlarla eşitlenmektedir. Kırmızı şarabın içerdiği bazı antioksidanlar nedeniyle kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu olduğu konusunda çalışma sonuçları çelişkilidir. Kabul edilmeli ki alkol hipertansiyona eğilimi olan kişilerde kan basıncını yükselten bir faktördür ve özellikle diyabetiklerde aciliyetle diyetten çıkarılmalıdır.
Vitamin C
Prospektif bir çalışmadan elde edilen temel veriler, diyetle alınan vitamin C’yi inceleyen kesitsel çalışmalar da olduğu gibi plazma C vitamini konsantrasyonu ile SKB arasında ters bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, bu ilişki sadece meyve ve sebze alımında bir belirteç olabilir. 2012 yılında yapılan bir meta-analizde, C vitamini desteğinin SKB ve DKB’yi belirgin olarak düşürdüğü bulunmasına rağmen, azalma küçüktü ve çalışma süreleri kısa idi.
DASH diyeti
Diyetin KB’yi azaltıcı etkisindeki temel nokta, tek bir gıda ya da besin tüketiminin aksine, genel diyet biçimine bağlı olabilir. DASH çalışmaları bir diyet modelinin KB seviyesini nasıl başarıyla etkileyebileceğini göstermektedir. Orijinal DASH çalışması, üç tedavi kolu içermektedir; (1) tipik Amerikan beslenmesini yansıtan alışılmış bir alım; (2) yüksek miktarlarda meyve, sebze ve lif içerecek şekilde modifiye edilen ve atıştırmalıklar ve tatlılar açısından düşük olan tipik diyet; ve (3) meyveler, sebzeler ve az yağlı süt gıdalarından yüksek ve total yağ, doymuş yağ ve kolesterolden daha düşük bir diyet. Tablo 1, DASH diyetinin (kombinasyonu) bileşenlerini göstermektedir.
Tablo 1. DASH yeme planı (2.000 kalorilik diyete göre)
Gıda grubu | Porsiyon (Günlük) | Besin kaynakları |
Tahıl ve tahıl ürünleri | 7-8 | Başlıca enerji ve lif kaynakları |
Sebzeler | 4-5 | Lif, potasyum ve magnezyum kaynağından zengin |
Meyveler | 4-5 | Önemli lif, potasyum ve magnezyum kaynağı |
Az yağlı veya yağsız süt ürünleri | 2-3 | Başlıca protein ve kalsiyum kaynağı |
Et, kümes hayvanları ve balık | 2 veya daha az | Protein ve magnezyum kaynağından zengin |
Fındık, tohum ve kuru fasulye | 4-5 (hafta) | Protein, lif, potasyum ve magnezyum kaynağından zengin |
Katı ve sıvı yağlar | 2-3 | %27 kalori katı yağ |
Tatlılar | 5 (haftada) |
‘DASH yeme planı hakkında gerçekler’ den alınmıştır. Ulusal Sağlık Enstitüsü, Sağlık ve İnsan Kaynakları Bölümü, NIH yayını. No.03-4082. Mayıs 2003
Bir yanıt bırakın