Diyabet sıklığı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yüksek bir hızla artmaktadır. Diyabet sıklıkla hedef organ hasarına yol açan mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlar ile komplike olmaktadır. Diyabetik nefropati, hem tip 1 hem de tip 2 diyabetin sık görülen bir mikrovasküler komplikasyonudur. 10-15 yıl içinde, yaklaşık %20-30 hastada diyabete bağlı böbrek hastalığı gelişecektir. Diyabetik nefropati, hem kronik böbrek hastalığının hem de son dönem böbrek yetmezliğinin en sık nedenidir. Diyabete bağlı böbrek hastalığının olması aynı zamanda kardiyovasküler hastalık riski artışı ile de birliktedir.
Diyabetik hastalarda böbrek fonksiyonlarının bozulması tipik olarak şu evrelerden geçmektedir; 1- Hiperfiltrasyon, 2- Mikroalbuminüri, 3- Aşikar proteinüri, 4- Son dönem böbrek hastalığı. Hiperfiltrasyon evresinde glomerüler filtrasyon hızı sağlıklı kontrollere göre artmakla birlikte bu evrede hipertansiyon ve albuminüri görülmez. Bu evreden renin-anjiotensin aldosteron sistemi (RAS) aktivasyonu, nitrik oksit ve siklooksijenaz yolağının aktivasyonlarının rol oynadığı düşünülmektedir. Mikroalbuminüri, 24 saatte idrar ile 30-300 mg albümin atılması olarak tanımlanmaktadır ve diyabete bağlı böbrek hastalığının ilk klinik bulgusudur. Tip 1 diyabette mikroalbuminüri tanı başladıktan 5-10 yıl içerisinde ortaya çıkmaktadır. Kan basıncı da bu evre de yükselmeye başlamaktadır. Ancak tip 2 diyabette ilk tanı anında bile mikroalbuminüri ve hipertansiyon mevcut olabilir. İdrarla albumin atılımının artması ile glomerüler filtrasyon hızı da azalma eğilimi göstermektedir. Günlük atılan albümin düzeyi 300 mg’ı aştığında aşikar nefropati veya makroalbuminüri evresine geçilmektedir. Bu evrede hipertansiyon sıklığı arttığı gibi glomerüler filtrasyon hızındaki düşüşte artmıştır.
Diyabetik nefropati seyrinde erken dönemde görülen patolojik değişiklikler glomerüler ve tubüler bazal membran kalınlaşması ve mezengial artıştır. İlerleyen dönemlerde nodüler veya diffüz glomerüloskleroz ve interstisyel fibrozis ile son dönem böbrek hastalığı gelişmektedir.
Diyabetik nefropatide son dönem böbrek hastalığına ilerleyiş hızını belirleyen başlıca faktörler; genetik yatkınlık, diyete ile yaşam tarzı değişikliklerine uyum ve tedavi girişimleridir. Glisemik kontrol, kan basıncı kontrolü ve RAS blokajı yaklaşımlarının diyabetik nefropati progresyonunu yavaşlattığı bir çok çalışmada gösterilmiştir. Ancak tüm bu çabalara rağmen diyabetik nefropatinin son dönem böbrek yetersizliğine ilerlemesi halen yüksek oranda devam etmektedir.
Son yıllarda gelecekte tedavi potansiyeline sahip olabilecek yeni ilaçlarla ilgili birçok hayvan ve insan çalışmaları yapılmıştır. Endotelin reseptör blokerleri, TGF-beta inhbitörleri ve pentoksifilin gibi ajanların diyabetik nefropatinin önlenmesinde bir role sahip olabileceği çalışmalarda gösterilmiştir.
Bir yanıt bırakın