Periton diyalizi (PD) böbrek yetmezliği hastalarında kullanılan diğer bir diyaliz yöntemidir. Yaygın olarak kullanılan kabul görmüş bir yöntemdir. Evde yapılan diyalizin en sık kullanılan şeklidir.
Periton diyalizi nedir?
- Periton karın boşluğunun iç kısmını saran ince bir zardır.
- Periton zarı yarı geçirgen bir zar olup kandan toksinlerin ve atık ürünlerin geçişine izin verir
- Periton diyalizi, periton zarı aracılığı ile kanın temizlenme işlemidir
Periton diyalizi tipleri nelerdir?
Periton diyalizi tipleri:
- Aralıklı Periton Diyalizi (PD)
- Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (SAPD)
- Sürekli Siklik Periton Diyalizi (CCPD)
- Aralıklı Periton Diyalizi (PD)
Aralıklı periton diyalizi akut böbrek yetmezliği sebebi ile hastanede yatan hastalarda, çocuklarda ve acil veya başlangıç tedavisi olarak SDBH’da , kısa dönem için değerli ve etkili bir diyaliz seçeneğidir. Aralıklı PD de uç kısmı delikli özel bir kateter hastanın karın boşluğuna yerleştirilir. Bu kateterin içerisinden diyalizat denilen özel bir solüsyon karın boşluğuna verilir. Diyalizat atık ürünleri ve fazla sıvıyı kandan absorbe eder. Bir süre sonra, sıvı boşaltılır ve bu işlem günde birkaç kez tekrarlanır.
- Aralıklı PD 24-36 saat kadar sürer ve işlem sırasında yaklaşık 30-40 litre kadar diyalizat solüsyonu kullanılır.
- Aralıklı PD hastanın ihtiyacına göre 1-3 gün gibi kısa bir ara vererek tekrar edilir.
- Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (SAPD)
SAPD nedir?
SAPD anlamı:
S – Sürekli: işlem aralıksız devam eder (günde 24 saat durmadan tedavi, haftada 7 gün).
A – Ayaktan: hasta yürüyebilir ve rutin işlerini yapabilir.
P – Periton: karındaki periton zarı filtre olarak işlev görür.
D – Diyalizi: Kanın temizlenme metodu.
Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (SAPD) makine kullanmadan evde kendi kendine yapılabilen bir diyaliz formudur. SAPD kolaylık ve özgürlük sağlaması sebebi ile pek çok ülkede popüler olan diyaliz yöntemidir.
SAPD işlemi:
SAPD kateteri: Periton diyalizi için kalıcı erişim (SAPD kateteri) üzerinde çok sayıda deliği bulunan ince yumuşak silicon plastic bir tüptür. Karın duvarından karın içerisine, göbek orta hattının veya göbek deliğinin yaklaşık 2,5 cm altına cerrahi olarak yerleştirilir. SAPD tedavisi başlamadan 10-14 gün önce takılır. PD kateteri, tıpkı AV fistülün hemodiyaliz hastalarında olduğu gibi, SAPD hastalarında can kurtarıcıdır.
Sürekli ayaktan periton diyalizi (SAPD) tekniği:
SAPD’de, özel solüsyon (diyalizat) karın boşluğu içerisine verilir ve belli bir süre beklenir, sonra boşaltılır. Bu dolum, bekletme ve drenaj işlemine değişim denilir.
Dolum: Periton diyalizi solüsyonu yerçekiminin etkisi ile PD torbasından PD kateteri ile bağlantılı olan streril boru sistemi ile karın boşluğuna verilir. Genellikle 2 litre sıvı infüzyonu yapılır. Boşalan PD torbası yuvarlanır ve bir sonraki değişime kadar hastanın iç çamaşırının içerisine yerleştirilir.
Bekletme:PD solüsyonunun karın boşluğu içerisinde kaldığı süreye bekletme denilir. Bu her deşiğimde gündüzleri yaklaşık 4-6 saat ve geceleri 6-8 saat kadar sürer. Kanın temizlenmesi işlemi bekletme sırasında olur. Periton zarı atık ürünlerin, istenmeyen maddelerin ve fazla sıvının kandan PD solüsyonuna geçişine izin veren bir filtre gibi çalışır. Hastanın bu sürede gezip dolaşması serbesttir (Bu sebepten ayaktan terimi kullanılır).
Drenaj:Bekletme süresi dolduğunda, PD solüsyonu boş olan biriktirme torbasına (yuvarlanarak hastanın iç çamaşırı içerisine yerleştirilmiş olan) drene edilir. Drene edilen sıvının bulunduğu torba tartılır, ağırlığı not edilir ve atılır. Drene edilen sıvı berrak olmalıdır. Drenaj ve yeni sıvı replasmanı yaklaşık olarak 40-60 dakika sürer. Değişimler gün içerisinde ve gece 3 -5 defa yapılabilir. Gece değişimi sırasında solüsyon karın içerisinde gece boyunca bekletilir ve sabah drene edilir. SAPD işlemi sırasında kesin asepsi kurallarına dikkat edilmelidir.
- APD veya Sürekli Siklik Periton Diyalizi (SSPD):
Aletli periton diyalizi (APD) veya sürekli siklik periton diyalizi (SSPD) otomatik devirli bir makine kullanılarak evde yapılan bir PD formudur. Makine PD solüsyonunun otomatik olarak karın içerisine dolumunu ve drenajını yapar. Her siklus 1-2 saat kadar sürer ve her işlemde 4-5 defa değişim yapılır. İşlem yaklaşık olarak 8-10 saat kadar sürer, genellikle hasta uyurken gece yapılır. Sabah makineden ayırılır ve karın boşluğunda 2-3 litre kadar PD solüsyonu bırakılır. Takip eden akşam bu sıvı bir sonraki işlem başlamadan önce drene edilir. APD, hastalara gün boyunca günlük aktivitelerini yapma imkanı sağladığı için avantajlıdır. Ayrıca PD torbası katetere günde sadece bir kez bağlanır ve ayrılır, bu işlem daha konforludur ve daha az peritonit riski içerir. Ancak APD bazı ülkelerde pahalı olabilir ve bazı hastalar için oldukça karışık olabilir. Devamlı siklik periton diyalizi otomatik devirli bir makine ile evde yapılabilir.
SAPD de kullanılan PD solüsyonları nelerdir?
PD solüsyonu (diyalizat) mineral ve glukoz (dextroz) içeren steril bir solüsyondur.
Diyalizat içerisindeki glukoz fazla sıvının vücuttan ayrılmasını sağlar. Hindistan’da ve dünya çapında, glukoz konsantrasyonuna bağlı olarak, mevcut üç çeşit diyalizat vardır (%1.5, %2.5 ve %4.5). Glukoz konsantrasyonu seçimi vücuttan uzaklaştırılması gereken sıvı miktarına bağlı olarak kişisel seçilir. Bazı ülkelerde glukoz yerine icodextrin içeren PD sıvıları mevcuttur. İcodextrin içeren solüsyonlar sıvıyı vücuttan yavaşça uzaklaştırır ve diyabetik veya kilolu hastalara önerilir.
SAPD solüsyonu torbaları 1000 ml den 2500 ml ye kadar değişen hacimlerde olabilir.
SAPD sırasında sık görülen problemler nelerdir?
SAPD’nın esas komplikasyonları enfeksiyonlardır. En yaygın enfeksiyonlar peritonitlerdir, periton zarının enfeksiyonudur. Karın ağrısı, ateş, titreme ve çıkan PD solüsyonunun bulanık olması peritonitin en yaygın bulgularıdır. Peritoniti engellemek için, SAPD asepsi kurallarına uyularak yapılmalı, konstipasyondan kaçınılmalıdır. Peritonit tedavisi, geniş spektrumlu antibiyotikler verilmesini, çıkan PD sıvısının kültürünü (uygun antibiyotik seçimini sağlar) ve bazı hastalarda, PD kateterinin çıkarılmasını kapsamaktadır. Kateter çıkış yeri enfeksiyonları oluşabilecek bir diğer enfeksiyondur.
SAPD hastalarında enfeksiyonları önlemek için alınması gereken son derece önemli önlemler:
SAPD’de karın şişliği, fıtık oluşumuna sebep olan karın kası zayıflığı, aşırı sıvı yükü, yumurtalık ödemi, kabızlık, sırt ağrısı, drenaj zorluğu, kateter kenarından sıvı kaçağı ve kilo alımı gibi diğer problemler de meydana gelebilir.
SAPD’nin avantajları
- Diyet ve sıvı kısıtlamaları hemodiyaliz ile karşılaştırıldığında daha azdır.
- PD evde yapılabildiği, işyerinde veya seyahatte yapılabildiği için özgür olmak keyiflidir. SAPD hemodiyaliz makinesine, hemodiyaliz hemşiresine, teknisyenine veya bir aile üyesinin yardımına ihtiyaç olmadan kişinin kendisi tarafından uygulanabilir. Diyaliz sırasında diğer aktiviteler yapılabilir.
- Hemodiyalizle ilişkili olan iğne girişleri, diyaliz merkezine veya hastaneye yapılan ziyaretlerin ve yolculukların olmaması.
- Hipertansiyon ve anemi daha iyi kontrol edilebilir.
- Sürekli kanın temizlenmesi ile yumuşak diyaliz yapılır, böylece inişler-çıkışlar veya rahatsızlık olmaz.
SAPD’nin dezavantajları
- Peritonun enfeksiyonu (peritonit) ve kateter çıkış yeri enfeksiyonları yaygındır.
- Tedavi stresli olabilir. Hastalar bu tedaviyi hergün düzenli olarak, ara vermeden, titizlikle talimatları ve asepsi kurallarını takip ederek uygulamalıdırlar.
- Bazı hastalar kalıcı eksternal katetere ve karındaki sıvıya bağlı olarak rahatsızlık ve görünüm değişikliği yaşarlar.
- PD solüsyonundaki glukoza bağlı olarak kilo alımı, kan şekeri yüksekliği ve hipertrigliseridemi gelişebilir.
- PD torbalarının evde saklanması ve taşınması zor olabilir.
SAPD hastasında hangi diyet değişiklikleri önerilmelidir?
- SAPD hastaları yeterli beslenmelidirler ve bu hastaların diyet önerileri hemodiyaliz hastalarından biraz farklıdır.
- Periton diyalizinde oluşan sürekli protein kaybına bağlı protein malnutrisyonunu önlemek için, doktor veya diyetisyen diyette protein alımının arttırılmasını önerebilir.
- Malnutrisyon gelişimini engellemek için, aşırı kilo alımından kaçınılarak, yeterli kalori tüketilmelidir. PD solüsyonu glukoz içerir, bu durum SAPD sırasında hastanın sürekli olarak ekstra karbonhidrat alımına sebep olur.
- Tuz ve sıvı kısıtlaması gereklidir, ancak bunlar hemodiyaliz hastalarında olduğundan daha az kısıtlamalardır.
- Diyette potasyum ve fosfat kısıtlanmalıdır.
- Kabızlığı önlemek için diyette lifli besinler arttırılmalıdır.
SAPD hastası ne zaman hemşire veya doktor ile iletişime geçmelidir?
SAPD hastasında aşağıdaki durumların varlığında acilen doktoru veya hemşiresi ile iletişime geçmesi gerekmektedir:
- Karın ağrısı, ateş veya titreme.
- Drenaj sıvısında bulanıklık veya kanlı PD sıvısı.
- SAPD kateterinin çıkış yerinde ağrı, kızarıklık şişlik, akıntı veya ısı artışı.
- PD sıvısının dolum veya drenaj sırasında zorluk.
- Kabızlık
- Beklenmeyen kilo artışı, belirgin şişlik, nefes darlığı ve ciddi hipertansiyon gelişmesi (sıvı fazlalığını düşündürür).
- Düşük kan basıncı, kilo azalması, kramplar ve baş dönmesi (sıvı eksikliğini düşündürür).
Bir yanıt bırakın